Celaleddin Karatay ve Medresesi

Celaleddin Karatay ve Medresesi

26.06.21
26
Hasan Çağla
Hasan Çağla
Tüm Yazılar

Selçuklular döneminde, özellikle Hristiyan ailelerden alınarak yetiştirilen yöneticilerin, devlete hizmetleri yanında kültür ve medeniyet tarihine de önemli katkıları olmuştur.  On üçüncü yüzyılda, I. Alâeddin Keybubad’ın himayesinde kölelikten emirliğe ve atabeyliğe uzanan öyle birisi çıkar ki; emirler ve küçük yaştaki şehzadelerin çalkantıları arasında sarsılan Türkiye Selçuklu Devletinin ömrüne ömür katar.  

Celaleddin Karatay'ın doğum tarihi ve doğduğu yer bilinmemektedir. Batılı araştırmacılar, Karatay’ın soyu ve geldiği yer ile ilgili farklı görüşler öne sürmüşlerdir.

Türkiye Selçuklu Devletinde şehzadelerin arasını bulan, emirleri makul gerekçelerle hizaya getiren stratejik ve analitik politikalarıyla siyasi dengeyi kuran devlet adamı Celâleddin Karatay.

Celâleddin Karatay, I. Alâeddin Keykubad ve halefleri döneminde çeşitli zamanlarda sırasıyla “emir-i devât”, “emir-i taşthâne”, “hazinedâr-ı hâss”, “nâib” ve “atabey” olarak önemli mevkilerde bulunmuştur. Alâeddin Keykubad’ın yanında göreve başlamadan önce bir gulâmhaneye eğitilmek üzere alınan Celâleddin Karatay, sonra saraya getirilmiş ve burada kendisine önemli bir makam verilmiştir. Celaleddin Karatay'ın devlet hizmetinde etkin hale gelmesi özellikle II. İzzeddin Keykâvus’un saltanat dönemlerine rastlamaktadır. Daha sonra da devletin dört direğinden biri olarak saltanat veraseti ile vezirlerin ve öteki görevlilerin atanmasına karar vermede önemli rol oynamıştır.

Karatay Medresesi, II. İzzeddin Keykavus devrinde, 1250-1251 yıllarında yapılmıştır.

 

   

Resim 1: Konya’da bulunan Karatay medresesi

Eyvanın solundaki kubbeli hücre Celaleddin Karatay'ın türbesi olduğundan ve Celalettin Karatay Vakfiyesine kayıtlı olduğundan Celalettin Karatay tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlı devrinde de kullanılan medrese 19. yüzyılın sonlarında terk edilmiştir.

Medrese, Selçuklular devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere "Kapalı Medrese" tipinde Sille taşından inşa edilmiştir. Tek katlıdır. Giriş doğudan gök ve beyaz mermerden yapılmış kapı ile sağlanmaktadır. Kapı Selçuklu devri taş işçiliğinin şaheser bir örneğidir. Yazı ve desenlerle süslenmiştir. Kapının üzerinde medresenin yapımı ile ilgili kitabeler yer almaktadır. Kapının diğer yüzeylerine seçme ayet ve hadisler kabartma olarak işlenmiştir. Kapıdan, evvelce kubbe ile örtülü (şimdi üzeri açık) bir avluya, buradan da bir kapı ile medreseye girilir. Medrese salonunun üzeri, merkezinde fener bulunan ve mozaik çinilerle kaplı kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında, duvarların üst kısımlarındaki bordürlerde ve hücre kapıları üzerindeki panoda ayetler yazılıdır. Binanın batı yönünde bulunan beşik tonozlu eyvanın kemerinde besmele ve Ayet-el Kürsi yer almaktadır. Kubbeye geçiş elemanı olan üçgenlerde ise Muhammed, İsa, Musa ve Davud peygamberlerin isimleri ile dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali) isimlerine yer verilmiştir.

Karatay medresesi Sultan II. İzzeddin Keykavus devrinde Emir Celaleddin Karatay tarafından 649 Hicri(1251 miladi) yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlılar devrinde de kullanılan medrese XIX. Yüzyılın sonlarında terk edilmiştir.



Resim 2: Karatay Medresesi vaziyet planı

Celaleddin Karatay, devlet idaresinde ölümüne kadar denge unsuru olmuştur. Onun ölümüyle dengeler bozulmuş, Moğolların taleplerini karşılamada zorluk çekilmeye başlanmıştır. Onun Moğollara karşı takip ettiği denge siyaseti, zor dönemlerde büyük güçlere karşı nasıl davranılacağına ilişkin işaretler içermektedir. Celaleddin Karatay, İzzeddin Keykavus’u yolcu etmek için gittiği Kayseri’de 652/1254’te vefat etmiştir. Karatay’ın cenazesi dönemin geleneklerine uygun olarak Konya’ya getirilerek burada mumyalanmış ve kendisine ait medresenin yanındaki türbede defnedilmiştir.




Resim 3: Medresenin içinde bulunan Celaleddin Karatay’ın kabri

Karatay medresesi ( müzesi) içinden görüntüler…

 

    

 

Karatay müzesinde, Beyşehir gölü kenarında Kubat-Abad sarayı kazı buluntuları arasında olan duvar çinileri, çini ve cam tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar kandiller ve alçı buluntuları sergilenmektedir.

 

     

 

 Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay medresesi 1955 yılında ‘çini eserler müzesi’ olarak ziyarete açılmıştır.

***

12. ve 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti Dönemi’nde inşa edilmiş olan Anadolu Selçuklu Medreseleri, zarif taş işçiliği, mimari özellikleri ve Anadolu’ya has süsleme şemalarıyla dikkat çekmektedir.

 

Türk-İslam Sanatı’nda ayrı bir yere sahip olan “Anadolu Selçuklu Medreseleri” adlı UNESCO Dünya Miras Geçici Liste Adaylık Dosyası; Konya’daki İnce Minareli Medrese ve Karatay Medresesi, Sivas’taki Çifte Minareli Medrese, Gök Medrese ve Buruciye Medresesi, Erzurum’daki Yakutiye Medresesi ve Çifte Minareli Medrese, Kayseri’deki Sahibiye Medresesi ve Çifte Medrese ile Kırşehir’deki Cacabey Medresesi’nden oluşmaktadır.

 

Tarihi ve kültürel mirasın mihenk taşı olan bu eserlerin korunması ve mirasın doğru bir şekilde yeni nesillere aktarılması tarihi bir misyon olsa gerek.