Şehri Kadınhanı

Şehri Kadınhanı

17.01.22
17
VEYSEL KÜÇÜKKILIÇ
VEYSEL KÜÇÜKKILIÇ
Tüm Yazılar

Kadınhanı, Konya'nın batısında Konya-Afyon karayolu üzerinde olup doğuda Sarayönü, güneyde Selçuklu ve Derbent, batıda Ilgın ve kuzeyde Yunak bulunmaktadır. Güney kısımları dağlık (Sultandağları), kuzeyi ovalıktır.

Kadınhanı ilçemiz klasik dönemde Pira adıyla anılmış ve uzun süre Doğu Roma İmparatorluğu tarafından yurt edinilmiştir. Asıl ününü Selçuklular devrinde kazanan ilçemiz, Selçuklu sarayına mensup olduğu sanılan, Mahmut kızı Raziye Hatun'un 1223 yılında yaptırmış olduğu kışlık han etrafında 1256 yılından itibaren oluşmaya başlamıştır.

Hanın inşasında Romalılar'a ait resimli mezar taşları kullanılmış ancak bu taşların nereden toplanıp getirildiği anlaşılmamaktadır. Kadınhanı adını bu handan almıştır. Bilahare bu bölge Selçuklu Beyleri'nden Sait adındaki bir paşaya arpalık olarak verildiği ve bundan sonra bu kasabasının "Saiteli" adıyla anıldığı bilinmektedir.

Kadınhanı ilçemizde, Beykavağı Köyündeki tarihi kale kalıntısı ve Demiroluk köyünde yer altından çıkarılan Romalılar'a ait tarihi kalıntılarından başka tarihi eser bulunmamaktadır. 1880 yılında Belediye Teşkilatı kurulmuş, Sait Paşanın arpalığı olması nedeniyle 1919 yılında "Saiteli" adı ile ilçe yapılmıştır. 1935 yılında ise İsmi Raziye Hatun'un yaptırmış olduğu taş handan dolayı "Kadınhanı" olarak değiştirilmiştir.

Kadınhanı, Karamanoğulları zamanında vilayet merkezi olarak idare edilmiş, Karaman-Osmanlı mücadelesine kuvvetleri ile katılmıştır. Kadınhanı muhtelif tarihlerde Osmanlıların eline geçmiş, tekrar Selçuklu hakimiyetine girmiş, son olarak 1467 yılında Konya ile birlikte Karamanoğullarından alınarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.

Kültürüyle, diliyle nevi şahsına münhasır köklü bir mazi… Tek katlı toprak sıvalı, kerpiç evlerde yaşayan sıcak kanlı insanlar yurdu…

Kadınhanı insanını tanıyanlarda “Kadınhanı” kelimesinin ilk çağrışımı, ilçenin kendine özgü şivesidir. “Geliyrik, gidiyrik” buna örnektir. Hatta şu kadarını söyleyebilirim. Bazı kelimelerin kullanılışı bu coğrafyaya ait olduğu gözlemlenmiştir. Yine örnek verecek olursak Sümeye-Boşu Boşuna, Pişkir-Havlu, Pınare/Puvare-Baca, Ilgınbazarı-Pazartesi, Hanbazarı/Cumartesi bunlara yine örnektir. 

Söz Kadınhanı şivesine gelmişken, Kadınhanı’nın güllerinin (delilerinin/velilerinin) anlatıldığı yazarlığını Kadınhanın’da öğretmenlik yapmış aslı da Kadınhan’lı olan Lütfi Özkul Hocanın üstlendiği ‘’Sultanlar Şehri Kadınhanı (Saideli Pira) isimli kitapta bahsi geçen “Ah Kadınhanı’m Ah!” başlıklı duygusal yazının sonuç bölümünden bir kesiti de sizinle paylaşmak isterim.

 “Ahh Kadınhanı’m ahh… İnsanları farklı, yaşantısı farklı, konuşması farklı… Ama her şeye rağmen tatlı, mutlu, hoş bir ilçedir Kadınhanı’m… Konuşması dedim de… Kadınhanı’mızın tipik bir şive özelliği vardır. Şimdiki zaman zaman çok farklı kullanılır, meselâ: Ben geliyrim Biz geliyrik Sen geliyin Siz geliyniz O geliy Onlar geliyler şeklinde kullanılır. Vaktiyle İstanbul’a taşınan bir kardeşimiz, yine İstanbul’da yaşayan bir hemşehrimizi ziyaret için birkaç defa evine gittikleri halde bulamazlar. Daha sonra bir gün o hemşehrisiyle karşılaşınca biraz bu Kadınhanı şivesini değiştirmek, biraz da kibarlaşmak özentisiyle: - Yahu kardeşim, neredesiniz? Kaç seferdir geliyoruz, geliyoruz sizi evde bulamıyrık” deyivermiş. Yine bir Kadınhanılı hayatında ilk defa gördüğü bisikleti Kadınhanı’na dönünce arkadaşlarına şöyle tarif etmiş: - Ülen gardaşım, gorsen sen de şaşan valla; iki eliynen dutuyu, ayaklarıynan itiyi ülen gavurun oğlu bi gidiyi, bi gidiyi yav…” (Lütfi ÖZKUL, Sultanlar Şehri Kadınhanı (Saideli, Pira), Kitabından)

Sözlerime son verirken Kadınhanı ile ilgili tartışmaya yol açacak  bir bilgi vermek isterim. Konya’nın meşhur Etlekmeği’nin  (Etliekmek) Kadınhanın’dan çıktığı eskiler tarafından hep söylenir.

Bu arada, Ramazan ayında yolu Kadınhanı’ndan geçenlerin bildiği ya da Konya’da Ramazan ayında fırınlarda satılan Meşhur Kadınhanı Dahanlı Ekmeği’ne (Tahinli Pidesi) değinmeden geçemeyeceğim. Kadınhanıların tatlı olarak tükettiği, Konyalıların ise çayın yanında şerbetsiz tükettiği kendine münhasır özel tatlıdan tatmadıysanız kesinlikle çok şey kaçırmışsınız demektir.

Kalın Sağlıcakla.