Erdem Nedir ?
26.05.23 26

Elif Karadere
Tüm YazılarErdem Nedir?
Erdem kelimesinin anlamı, tarih boyunca çeşitli felsefi akımlara, hatta pekçok fikir adamına göre değişmekle birlikte en genel anlamı, Türk Dil Kurumu'na göre; "Ahlakın övdüğü iyi olma alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı." olarak geçmektedir. Hegel erdem için; "Geçmişte yaşayan insanların şu anda yaşayan insanların önüne koydukları ödev ve yükümlülükleri yerine getirmek. " tarifini yapmıştır. Peki bizim için, Hegel'in erdem için yaptığı tarifte de geçen yapmamız gereken ödev ve yükümlülükler nelerdir? Bu soruya Lao Tzu'nun " Üretmek ve bitirip büyütmek, kendine mal etmeden büyütmek, hiçbir şey beklemeden davranmak, zorlanmadan yola koyulmak,..." sözüyle genel manada cevaplayabiliriz. Grigory Petrov’un İdeal Öğretmen adlı eserinde de bir matematik profesörü olan Raçinski'nin ülkesindeki insancıl ve erdemli bir el dokunmamış insanların yaşamlarına, nasıl sirayet ettiğini görebiliriz. Raçinski saygın bir hayatın konforunu bir kenara koymuş, sıradan bir köy öğretmenliğini seçmişti. Amacı ülkesinin kalkınmasına katkı sağlayacak insanları keşfedip onları bir demir madeni gibi işlemekti. Üstelik bir arkadaşının: "Sayın Profesör! Sizin gerçek yeriniz maden kuyularında değildir. Siz, kariyeri belli usta bir mühendissiniz, sıradan bir maden işçisi değilsiniz. Şu atalar sözünü size hatırlatırım: '' Büyük gemiler büyük seferler yaparlar. Siz yolcuları bir nehrin kıyısından diğer bir kıyıya taşıyan küçük bir sandal değilsiniz. Siz okyanusları aşabilecek büyük bir transatlantiksiniz. '' şeklinde övücü konuşmalarına ve bu konuşmaları destekleyici alkışlara karşı Raçinski: "Ben bu sözlerinizde övgüye ve takdire değer bir şey görmüyorum. Bu alkışların da bence hiç bir manası yoktur. Varsayalım ki mesele sizin dediğiniz gibi olsun!.. Ben de sizin söylediğiniz gibi okyanusları aşacak güçte bir transatlantik olayım. Ancak siz de çok iyi bilirsiniz ki, bu halkın cehaleti de kocaman bir okyanus gibidir. Milyonlarca köylünün derin ve kara cahilliği karşısında, biz oralara sadece çok az bilgisi olan yeni yetme öğretmenleri göndermekle yetiniyoruz. " sözleriyle karşılık vermiş, pek çok kişinin profesörün sahip olduğundan daha az bilgi donanımıyla eğitilmeye layık gördüğü köy insanına, engin bilgisi ve tecrübesiyle kucak açmıştır. Kim bilir Raçinski'nin arkadaşları ve onlar gibi Moskova Üniversitesi, Oxford Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi... gibi isim yapmış pek çok üniversitede görev yapan profesör, doçent gibi ünvanlara sahip bilim adamları, erdemli olmanın önemine hayatlarında pek çok kez değinmişlerdir. Ama Konfüçyüs'ün dediği gibi " Yaldızlı sözlerle erdem bağdaşmaz." Erdemli olmak bir duruşu sergileme sonrasında ispatı da zorunlu kılar. Daha sonra Raçinski'nin köyüne dönüp tüm zorlu koşullara rağmen ülkesinin kalkınmasına katkı sağlayacak insanlar yetiştirmesiyle erdemli bir davranış sergilediğini görmekteyiz. Yine Hz. Muhammed'in de insanların kalkınmasına katkı sağlayacak bir inancı, müşriklerin tüm baskılarına rağmen yaşayarak tüm insanlığa örnek, erdemli bir tavır sergilediğini bilmekteyiz.
Sözlerime son verirken gelin sizlerle şu sözü düşünelim:
Ve Allah bizi uyarıyor “Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz hem de ilahî kelâmı okuyup durduğunuz halde? Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız? “ (Bakara–44)