GELENEKLERİMİZ GÖRENEKLERİMİZ
01.02.21
YÖRESEL KÜLTÜRÜMÜZÜ TANIYALIM, GELECEK NESİLLERE TAŞIYALIM.
Örf ve Adetler çok eski zamanlardan beri toplum içinde kabul görmüş yazısız kurallardır.
Halk dilinde gelenek ve görenek olarak da bilinen bu kavramlar, yaşadığı toplumun özelliklerini yansıtır. Toplumların yaşantılarını, zevklerini, tutum ve davranış biçimlerini, türkülerini, giysilerini anlatır.
Gelenek ve görenekler nerede nasıl davranılacağını belirler. O nedenle ilişkileri kolaylaştırır.
Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz.
- Kız isteme merasimi,
- Kına gecesi,
- Bayram ziyaretleri,
- Sünnet törenleri,
- Cenaze törenleri,
- Büyüklerin elini öpmek,
- Doğum ile bebeğe hediyeler getirmek,
- Vatani görev için asker uğurlaması,
Kültürümüzü yaşatmak, gelenek, görenek, örf ve adetlerimizi unutmamak yeni ve genç kuşaklara aktarmak milletini kültürünü tanıtan ve sahip çıkan bilinçli bir nesil oluşturmak için gerekli platformlarda programlar yapıp bilinçlendirme, gerek sözel, gerekse görsel verilerle büyük bir çalışma ile bu yükü omuzlayıp sürdürmek ve devamını getirmek gerekir.
Günümüzde bakıyoruz da geleneklerimiz göreneklerimiz nasıl da unutulmaya yüz tutuyor. Oysa biz Türk milleti ne kadar özel bir toplumuz. Gençlerimiz şimdi Amerikalıya Avrupalıya özeniyor, ama asıl onların bize özenmesi gerekir. Biz çok özel bir milletiz çünkü çok özel ananelerimiz var. Bizim hamurumuz saygı ile ile, sevgi ile vefa ile şefkat ile yoğrulmuş.
Geçmişten günümüze düğün gelenekleri, yemek kültürü, oyunu ile geleneklerimiz göreneklerimiz bizim ve çocuklarımızın, torunlarımızın, neslimizin geleceğidir.
Mesela bizim evlilik sonrası el öpme
geleneğimiz vardı. Hatırlayanınız var
mı? Eskiden evlendikten sonra balayı yoktu. Önce büyükler hatırlanırdı. Ailenin
büyüklerinden başlayarak birinci derece yakınlar, eş dost akraba ziyareti
yapılır el öpülürdü. El öpmeye gidilince geline bir de hediye verilirdi. Değeri
herkesin maddi durumuna göre değişirdi. Kimisi küçük
kimisi büyük altın takardı. Bir de ilk çocuk görme geleneğimiz vardı. Bu gelenekler
aramızdaki dayanışma birlik beraberlik ve aile kavramı için çok önemlidir. Büyüklerin
hatırlanması ve onlara olan vefa borcumuzu unutmadığımızı onlara göstermemiz
için çok önemli bir gelenektir.
Mesafeler uzak, işler yoğun diye artık kşmse böyle şeylere vakit ayırmazken ciddi anlamda çok boş işler için saatlerce vakit ayırabiliyoruz. Oysa hafta da ya da aytda ayrılacak bir iki saat bu insanlara onları hatırladığımızı, unutmadığımızı onları sevdiğimizi ve değer verdiğimizi göstermek için yeter de artar bile.
Bu el öpme merasimi ailenin büyüklerine sevgi saygı ve vefa göstergesidir. Çünkü bu insanlar sizi en özel gününüzde maddi, manevi yalnız bırakmamışlardır. Ne kadar güzel ve özel bir gelenek değil mi?
Sevgili gençler; unutmayın bu gelenekleri. Bizim Avrupalıdan, Amerikalıdan, Çinliden, Japondan farkımız ,geleneklerimiz. Bu adetler çok güzel adetler ve terk edilmemeli. Bir kere el öpmeye gittin diye bir daha gitmemezlik etme ayrıca. Biz hafta sonları mutlaka akraba ziyaretleri yapardık. O insanların yüzünü güldürmenin değeri inanın hiçbir şeyle ölçülemez. Hafta sonu kahvaltılarınıza, yemeklerinize, arkadaş toplantılarınıza yine gidin ama aile ziyareti, ana baba, akraba ziyaretlerini asla ihmal etmeyin. Onların hayır dualarını almayı ihmal etmeyin.Kaybettiğinizde çok ararsınız unutmayın. Arasanız da onları bir daha getiremezsiniz. Bir gün siz de yaşlanacaksınız unutmayın. Bu hayatta ne ekiyorsa onu biçiyor insan. Şimdi gidin büyüklerinizin elini öpün ki; siz yaşlanınca el öpenleriniz çok olsun. Bir gün sizin de ziyaretçiniz bol olsun.
Anadolu topraklarımızda, Anadolu insanımızın sofrası dostlara her zaman açıktır. Gelenek ve görenek terbiyesiyle misafir her zaman önceliktir. Bir lokma ekmek Sevgiyle saygıyla bölüşülür.
Anadolu da ve özellikle KONYA ve yöresinde aşağı yukarı her evde bir tandır bulunurdu hatta tandırın yakın civarında yemek yapmak için bir de toprak ocak bulunurdu ve her yer türüm türüm (çevreye güzel kokular yayılmak) tandır kokardı. Ekmek yapıldığı zaman bir lokma yenmeden önce komşuya verilirdi.
Eskiden minderde otururduk, gönlümüz alçaktı,Aile fertleri bir aradaydı,aynı kaptan yemek yerdik,aynı tastan suyumuzu içerdik.Sevgi saygı edep vardı, ağzımızın tadı yerindeydi.
Minderlerden koltuğa bi çıktık, çıkmaz olaydık. Aile düzenimiz bozuldu, eski sıcaklık kalmadı sanki, sevgiler sahte oldu. Ayrı kaplarda yemek yiyip, ayrı taslardan su içer olduk. Büyüğümüzü tanımıyor, ayrı telden çalıyoruz. Aynı evin içinde yaşayan ayrı bireyler olduk.
Biz niye böyle olduk, ne zaman böyle olduk. Allah aşkına sevgili dostlar, neden çocuklarımıza bizi biz yapan değerlerimizi, adetlerimizi aktaramadık.
Toplum olarak bu büyük sorunun kaynağını hep birlikte çözüme kavuşturup geleneklerimizi ve göreneklerimizi yaşatmaya gayret gösterip, çocuklarımıza ve gelecek nesillere aktarmak ümidiyle sevgi saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum
Başka ülkelerin yaşayışını, törelerini görmeyen kimse, kendi ülkesinin yaşayışını, törelerini de pek göremez. – Yavuz Sultan Selim
Sağlıcakla ve esen kalın.